SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CİHAD BAHSİ

<< 2498 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَيُّوبَ وَسَعِيدِ بْنِ أَبِي أَيُّوبَ عَنْ زَبَّانَ بْنِ فَائِدٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ مُعَاذٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ الصَّلَاةَ وَالصِّيَامَ وَالذِّكْرَ تُضَاعَفُ عَلَى النَّفَقَةِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِسَبْعِ مِائَةِ ضِعْفٍ

 

Sehl b. Muaz'ın babası (Muaz)'dan; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.);

 

"Namaz, oruç ve zikr(in sevabı) Allah yolunda harcanan mal(ın sevabm)dan yedi yüz kat fazladır." buyurdu.

 

 

İzah:

Nesâî, cihâd; Ahmed b. Hanbel, III, 438.

 

Bu hadis-i şerifte, ihlasla Kur'an okumak ve Sübhânallah, la ilahe illallah, Allâhü ekber diyerek, Allah'ı zikretmek, namaz kılmak ve oruç tutmak suretiyle kazanılacak sevapların, Allah yolundaki savaşlar için yapılan harcamalarla kazanılan sevablardan yediyüz katı fazla olduğu ifade edilmektedir. Her ne kadar senedinde Zeb-bân b. Fâid ile Sehl b. Muaz olduğu için bu hadisin zayıf olduğu söylenmişse de aslında bu hadisi destekleyen başka rivayetler de vardır.

 

Nitekim bu mevzuda Ebu Said el-Hudri'den rivayet edilen bir hadis-i şerif şu mealdedir:  Rasûlullah (s.a.v.)'a;

 

Kıyamet günü Allah katında derece bakımından kulların hangisi daha üstündür? diye soruldu ve Rasûlullah (s.a.v.);

 

"Allah'ı çokça zikredenler" buyurdu.

 

Ya Rasûlallah Allah yolundaki gaziden de mi üstündür? dedim.

 

"Kırılıncaya ve kana boyanıncaya kadar kılıcını kâfirlere ve müşrik­lere çalsa da, Allah'ı çok zikredenler, derece bakımından şüphesiz ondan daha üstündür." buyurdu.[bk. Molla Mehmetoğlu O.Z., Sünen-i Tirmizi Tercümesi, VI, 8.]

 

Yine aynı mevzuda Hz. Ebu'd-Derda'dan rivayet edilen diğer bir hadis-i şerifde şu mealdedir:

 

Peygamber (s.a.v.); "Dikkat! Amellerinizin en hayırlısı, hükümdarı (tan-rı)nın katında en temizi ve derecelerinizin de en yükseğini, sizin için altın ve gümüş dağıtmaktan daha hayırlı ve düşmanlarınızla karşılaşıp sizin on­ların boyunlarını vurmanızdan ve onların da sizin boyunlarınızı vurmala­rından daha yararlı olanı size bildireyim mi?" buyurdu. Ashab;

 

Evet dediler. Rasûli Ekrem de;

 

"Allah'ı zikirdir" buyurdu.

 

Muaz b. Cebel dedi ki: "Allah'rn azabından kurtarıcı olarak, Allah?-ın zikrinden daha iyi bir şey yoktur."

 

Tirmizi dedi ki: Bazıları bu hadisi Abdullah b. Said'den buradaki gibi aynı senedle rivayet etmektedir. Kimi de yine ondan bu hadisi mürsel olarak rivayet etmiştir. Hadis-i şerifin zahirinden anlaşılıyor ki, namaz, oruç ve zikrin sevabı Allah yolundaki bir savaşta yapılan harcama sevabı­nın yediyüz katına kadar çıkan bir artış gösterir. Ancak bu fazlalığın dere­cesi namaz kılan, oruç tutan ya da zikreden kimsenin ihlasına göre değişir.

 

Namazın, Allah yolundaki savaşlar için yapılan harmacalara olan üs­tünlüğünü izaha lüzum yoktur. Çünkü Resûl-i Zîşan Efendimiz "Allah katında en iyi amel hangisidir?" sorusuna "Vaktinde kılınan namazdır"[bk. Buhârî, mevakıt'üs-salat; eihad, iman; tevhid; Müslim, iman; Tirmizi, birr, salat  ; Nesaî, mevâkit; cihad] cevabını vermekle bu gerçeği en açık bir şekilde ifade buyurmuştur.

 

Orucun üstünlüğü ise, sevabının Allah'dan başka kimsenin bilmeye­ceği kadar çok olmasından [bk. Buhârî, savın; Müslim, siyam] ve orucun bir nevi sabır anlamına gelmesi [bk. Tirmizi, deâvat; İbn Mace, siyam] cihetiyle oruç tutanların Allah'ın sabredenler hakkındaki: "...Ancak sab­redenlere mükâfatları hesapsız ödenecektir."[bk. Zümer 10] müjdesine girmelerinden an­laşılmaktadır. Zikrin fazileti hakkında ise şöyle bir haber rivayet edilmiş­tir: "Kim bir defa sübhanallah derse kendisine 124 bin basene yazılır."[bk. el-münâvi, Feyzu'l-kadir, II, 365.]

 

Feyzu'I-Kadir sahibi Münâvi'nin beyânına göre namaz, oruç, zikir ve cihadla ilgili bu hadisler Rasûl-i Ekrem'e bu mevzuda soru yönelten şahısların, şahıslarıyla ilgili özel cevaplarıdır. Fahr-i kainat efendimiz za­hiri ve batınî bütün dertlerin ilacını bilen bir doktor olduğu için, kendisine soru yönelten kişilerin özel hallerine uygun düşen özel cevaplar vermiştir.

 

Zengin olanlara zekatı, cihad için maddi yardımda bulunmayı ve bun­ların faziletlerini açıklamışken, fevkalade güçlü ve kahraman kimselere cihadın faziletini açıklayıp onları cihada teşvik etmiş bunlara gücü yetme­yen kimseleri de durumlarına göre kimisini oruca, kimisini namaza, kimi­sini de zikre teşvik etmiş ve onlara teşvik ettiği bu ibadetlerin faziletim açıklamıştır.[Bk. el-Münâvi, Feyzu’I-kadir, II, 365.]

 

Hafız Şemseddin b. Kayyum'un açıklamasına göre genel olarak ci­hadla zikir kendi aralarında şu şekilde derecelendirilirler:

 

1. Zikirle birlikte yapılan cihad birinci sırayı alır. Çünkü Allah Teâlâ; "Ey inananlar bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya ensesiniz."[Enfâl 45] mealindeki âyet-i kerimesinde cihadla zikri bir arada anmıştır.

 

2. İkinci dereceyi cihadsız yapılan zikir teşkil eder. Bu şekilde yapılan zikir cihadla birlikte yapılan zikirden derece itibariyle aşağıdadır.

 

3. Zikirsiz yapılan cihad. Bu cihad, derece itibariyle üçüncü sırayı alır. Çünkü cihaddan gaye de Allah'ı zikirdir.[Azimabâdi, Avnü'l-ma'bud, VII,  176.]

 

Yine İbn Kayyim'in beyânına göre mevzumuzu teşkil eden bu hadis zikrin, Allah yolunda yapılacak savaşlar için para harcamaktan daha fazi­letli olduğuna delâlet etmektedir. Fakat bu hadisin, cihad esnasında yapı­lan namaz ve zikrin cihad için para harcamaktan daha faziletli olduğu an­lamına geldiğini söylemek de mümkündür. Nitekim bu babın ismine ba­kılırsa, Musannif Ebu Davud'un da bu mânâyı tercih ettiği anlaşılır.